24 Mayıs 2013 Cuma

Ormanda Kaybettiğim Yola Şehir Merkezinde Rastladım

Burası çok mayıs ve tuhaf eşyaların var.
Mevsimi biri tutuyor sıkıca !
Son bulmuyor gökyüzünde menekşen,
Karalıyorum defterleri, eksiliyor sayfalar.
Sarı sarı ve içinden geçenler ile türküler söyleniyor.
Artıyor kelimeler, boğmayın serçeleri !
Damlıyor işte bir şeyler, aklımdasın..
Gölgeler buluşuyor bir yerlerde.
Her gece, sabaha dek yanımdasın.

Nefesim bir şarkı mırıldanıyor.
Çiçeklerin ellerimde ufalanması kadar gerçek !
Gerçek hala sen, sen yalan değil iken..
Mısırlarını patlatıyor gecenin köründe,
Ve güzel kokuyor bazı günler.
Eski güllerin ardından...

İsmi lazım değil bir caddede bekliyorsun.
Her lambanın altında kediler şaka yapıyor.

Ahh canım...

Sevgiler, Aykut

"Kendime bu resim ben diyemedim" (Kubat)



21 Mayıs 2013 Salı

Ünlemlere Ödenen Depozito (Dudaklarının Kirası)

Ellerim bağlı bir sandalye..
Ellerim mi bağlı, sandalye mi ellerime..?
Saat henüz çeyrek koşamıyorum.
Soruların cevapları kuşlarda.
Ne duruyorsun ?
Yanına kalsa daha mı iyi ?
Bana sormadan, kayıyor yıldızlar !

Bir basamak daha koyamamışlar şu merdivene. Ne zaman insem, düşer adım oluyorum. Parmak uçlarımda yaşıyorum adrenalini. Hey sen ! Seni sersem ! Okul çantan kanla dolu. Bir bayram arifesinde, yokuşlara karşı, gün aşırı koşuyorsun.

Issız bir odaya düşeceksen eğer, beni sevmeyi unutma !

Yastığın kenarında kalan saç teline, sabaha kadar ifade verebilirsin !

Yıllar, en çok senin cebine yakışıyor !


Sevgiler,Aykut

resimde kaç tane yüz var ?

17 Mayıs 2013 Cuma

Sessiz Geminin Desibel Rekoru Sireni

Bazı şeyler, bazı şeylere benzedikçe, benzemek benzemekten uzaklaşıyor. O gün, o parkta hava ne kadar sıcaksa, duygularda o kadar sıcaktı. Hatırlamadığım virgüller ile doluyum. Burama kadar gelen trenlerde bilet kontrolleri...

Ben ne haldeyim diyemeden henüz çoraplarımın yırtık olduğunu hatırlarım. Yüzüme bakacak yüz bulabildiğinde gel desem. Gel desem ki zaten bulamazsın beni. Akıl fikir, saçına sürdüğün saçma sapan, fikrine bulaşan kurşun yaraları ile meşgul. Öyle soğuk ki şimdi batı yakası gönlümüzün, kim ne halde ? Sende mi leyla ? Sevene bırak denilir mi ? (Şekil 1)

Bu kaçıncı soda şişesi bilmiyorum. Şimdi çok uzaklarda olan, yıllar önce açtığım soda şişeleri de var.

Neyse daha fazla aside bulanmadan..

Magnezyumlara selam olsun !

Hoşça kal, Aykut

şekil 1

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Çok Korktum Faik, Beni Sevecekler Sandım !

Bana fikrimi sorsalardı, belki kendi arkadaşlarımı kendim seçerdim. En dolu yaşadığım günlerin arkadaşları ayrı, en dolu yaşadığım arkadaşlıkların günleri ayrı yazılır lugatımda. "Bir keresinde hiç unutmam..", ile başlayan hikayeler dolduruyor ömrümüzü ve mutlak yalnız olamıyoruz gibi, hep var birileri.

Cansu ile kundaktan beri arkadaşız zaten. Bezlerimizi birlikte değiştiren annelerimiz, hiç tanımadı birbirlerini. Babalarımız ayrı kahvelerin, farklı masa adamları. Kabul buyurun dostlar, Cansu ile din kardeşiyiz. Sokakların tozları yutulur, camda olmayan anne cama çağırılırdı. Misketlerim cebimde, yokuşta bulunan bir evde oturuyoruz o zaman. Böyle; kaldırımları alçak, asfaltı yüksek. Yokuşun eğiminde misketlerim yuvarlanırken, uzak bir akrabanın arabası gelip yanımda durdu. İçinde ki amcanın tanıyamadığı ben, beş yaşındaydım. Haftasında kenarını açtığım ayakkabının, fermuarı kapanmayan pantolonumun, kir içinde ki ellerimin sokağa ait olduğu bir yaz günüydü. Uzak akrabama tanıştırdılar beni. Belli ki yıllar olmuş, hiç tanımadı. "Aaaa" , dedi.  " Nede büyümüş!".  Oysa kendimce daha da büyük olduğumu hissederdim. Aksi ve ters bir çocuk. Tam o sıra, benden kilometrelerce uzakta olan arkadaşım Cansu'ya baktım, akrabamın arabasını gözlerim ile işaret edip, havasını yaptım. Hatta uzak akrabam eve girdikten sonra, sağ elimi kaportasında yavaş yavaş gezdirip, bıyık altından gülüyordum Cansu'ya. "Baaaak", dedim. "Gördün mü kıpkırmızı araba..? Eee, kimin akrabası !" İşte bu Cansu ile ilk tanışmadığımız andı. O kadar tanışmadık ki, yıllar sonra kız arkadaşım bile aynı yerde çalıştığı Cansu'yu hatırlamamıştı. Eee, kimin kız arkadaşı !

Arkadaşlık dediğin, o an aradığın kişiye şu an ulaşıyor olabilmektir. Gönül penceresinden ansızın bakıp gidenlerle, kalandır. Ayağımın en küçük parmağını, sert bir yere vurduktan sonra ettiğim küfürdür, arkadaşlık. Tanımaya lazım gerektirir, şifaya müntehar olanı. Bir kaç cümle ile vazgeçememektir. Sır saklarken uzun saçlarından sakınmaktır arkadaşlığın. Al bu tanımları Cansu'ya uyarla;



Benden bu kadar. Sonuç olarak, Cansu başta olmak üzere, tüm arkadaşlara selam olsun ! Esen kalsın, gönlünde yıldız kayanlar.

Güzel insan Cansu, iyi ki doğdun, iyi ki varsın. Sen ki bizler için önemli bir bireyisin bu toplumun. Daha nice yıllar yaşarsın..

Sevgiler, Aykut