18 Mart 2012 Pazar

Balıkları Yemek Zorundasın !

O vakit ki ıslanır.
O vakit yağar yeryüzünden,
Ters giden her şeyin hatırına.

Nicesi selamsız, sabahsız.
Sabahçı kahvesinde bir adam.
Baba yadigarı saati,
Kaybetmenin telaşında.

Denize söz geçirebilen,
Soğuğun itaat ettiği,
Vapurlara yön gösteren,
Şaşı martılar..

Bir sigara, bir çay.
Hoşçakalın martılar !


doğu

batı

9 Mart 2012 Cuma

Pili Bitmiş Kumandanın Ev Ahalisine Tavrı

Ve bozuk paralar dağılır masada. "Ve" ile başlayan cümleler kutsanır aramızda.. Belki unuturuz ocakta yemeği, sırf ikimize pişirilen. Ocak, şubat, mart.. Bir taş atsak, en uzağa. Hangimizin ki daha uzağa varacaktır ?

Ne çok yanlış karar alır insan. Ne çok son yazılır deftere.. Bir yanın uçurum iken, tükenen oksijen tüplerimiz. Gözleri kısarak baktığımız gazetenin en küçük yazı karakteri ile yazılan yazısından çok, soyut kavramlar olur. Bir durak şimdi, beklemeye nasıl da üşengeç insan. Elindeki ile yetinmeye durur. Yaz hiç gelmeyecek te değildir. Aynı defterin arasında kalmış kukla bulunur. Geceleri canlanan. Ayrıca pinokyonun bile kıskanacağı, gepetonun bile kıyamayacağı.. Kukla yarım, kukla kırık ve ayrık kolu bacağı. Zaten ezilmiş yıllar yılı, defter yapraklarının arasında.

Sırf uykum varken, kendime zulmüm.
Sonra, uyku vardır, derbeder.
Tam dersin, alkol gibisin.
Git gide zamandan çalıyorum.
Hani kör olursun bir gün,
Ya da biri ölmüşken, seni düşündüren.
Anlar vardır oysa, yaşayamadığın.
Dünyanın en sevdiğin parçası,
Senin en şaşkın anında,
Dillere pelesenk olur.
Her biten acımasızlık,
İyi niyet doğurmaz ki..

Belki dediğin her şeye,
Her şey ayrı yazılıyorken,
Hala yaşadığından eminsen tabi,
Birer birer vazgeçecek iken oysa,
Bir an pistte dans ederken,
Ağlayan birini görürsün.

Bir de kelebek ömrümüzde,
Çokça alternatif..
Gitmeden ya her şeyin tükenir,
Ya bazıları hacizliktir,
Ya da hepsi varken ölürsün.

Sarmaşıkların en zehirlisi,
Kadere mahkum olduğu zihni ile,
Gider bulur en salağını.
Binlerin içinden,
Koşa koşa geçerek,
Yalnız çıkarsın.

Kadehler kırılalı da, oldu bayağı..


Sevgiler, Aykut


3 Mart 2012 Cumartesi

Kuru Meyve Sıkacağının Bizlere Ettiği

(Oldu ki okumaya yeltendiniz, aynı anda videoda ki şarkıyı da dinlemenizi de tavsiye buyururum.)


Elini çekersin sen, su içerken ben..
Ekmeği bölüşmenin tat kattığı diyarlar,
Olsunlara veya olmasınlara,
İhtiyaç duyarken adamın teki.
Nefesler hicaz makamı,
Cennet biraz daha uzak.
Gözü olup ta görmeyenlerin,
Aklını çalıp eline veren acılar..
Bulunmaz mı sanırsın damarlarımda;
Saçını kestirmesi güzelin,
Dünyanın tüm neşeli dürtüleri,
Hepsi sen kestin diye de değil.
Yanınla yarınının arasında ki fark,
Hala iki nokta arasında ki doğru kadar.
Yahu bir de kim öğretmiş ise bize bunu,
Ağlamak ne zor..

Zamanın beşinde,
Senin aradığının, başkasının çöpü olduğunu..
Ve isimlerin birbirine andırması.
Demliğe damlayan gözyaşlarının,
Bedelini ödeyememenin vicdan muhasebesinde insan.
Melodiler dudak uçuklatıyorken hala..

Keşkesi insanların ve tuhaf karmaşası..
Yeniden tadına varabilmekten çok,
Şarabın dibine vurabilmek !
Öksürmeden içebilmek sigarayı..
Zehirden daha zehir,
Yalandan daha yalan,
Ne kaldıysa şimdi..?

Günahın en samimi tarafı,
Olmamalı gözlerin !
Dilerim ki, hoşçakalın.


Sevgiler, Aykut



2 Mart 2012 Cuma

Zombinin Üzerinde ki HP Göstergesi

Bazen paralel evrende öldüğümü düşünüyorum. Bunu düşündüğüm an, hiç bir şeyi düşünemediğim an oluyor.

Bazı insanlar hayranlıklarını gizleyemiyor. Peki zor durumda kalan, hayranlık sahibi mi ? yoksa hayran olunan kişi mi ?

Çenemizin altında sakal bırakmayı öğrendiğimizden beri, aklımızın ne zaman feri kaçsa, komşuya sığınır olduk !

Bir göbeğim olduğunu fark ettiğimde 18 yaşındaydım. Acaba bir bebeğim olduğunu fark ettiğimde kaç yaşında olacağım..?

Genelde yazmak, çırpındıkça batmaya benzer. Ve ne zaman klavyeden kıvılcım çıksa, yazdığım tüm kelimeleri silerim. Maksadım tüketim çılgınlığının had safhasında yaşadığımız yeryüzünün, bir bireyinden çok, bireylerinden biri olabilmek.

Bizi dünyaya sınavla alsalardı, sanırım ben veremezdim sınavı.

Ayrıca yıldızlar yeryüzüne indikçe değerlenir. Gökyüzünde bunlarca fazlaca var nasılsa..

Akıllıların en büyük sermayesi de, aptallardır.


Nice uçuşlar, Aykut


döndüm kıbleye doğru, açtım ellerimi...