23 Eylül 2011 Cuma

Bozuk Paraların Tamiri (Cehennemden Önce Son Çıkış)

Hadi bana daha nicelerinden bahset. Biraz güzel giyinip, az da süslen. Süslen ki gece kıskansın. Yarım topuklu ayakkabılarınla konuştum. Yo yo sen yoktun. Enine boyuna, geviş getirerek belki, arap saçına döndürdüğümüz ilişkiyi. Çelişkiyi belki de.. O da demişti zaten, oğlum, otomatik araba ile şoförlük öğrenilmez. Bende sevişmiyorum çoktandır. Tam denk geldi üstüne. Bana yakınlığının farkında mısın ? Bana uzak kadar yakın olduğunun peki ? Peki ya zor kadın dediğinin, tıpkı sana benzemesi gibi.. ? hı.. ? Duyamıyorum.

Şimdi ben istiyorum ki; neyse fikirlerimiz dökelim ortaya. Ne bileyim işte.. Hani sen yemek yaparken, dünden kalan bulaşıkları makinaya dizerim. Ulan hadi çamaşırları yıkıyorum. Tamam. Ama bulaşıkları dizerken, en azından aynı dört duvar arasında olacağımız için sana takılabilir. Üzerine düşebilirim. Ki ben fikirlerimi senin üzerine düşüreli çok oluyor. Oysa olmasaydı insanın bu kahrolası gururu, kibiri, efendime söyliyeyim işte ingiliz tavırları. belki de arap saçına maal vermez, güle oynaya kendimizden geçmek yerine, hikayenin yazarını araştırırdık. Zaten her şey bir hikaye..

Kuralın, kuralcılıktan doğma bir empati döngüsü olduğunu biliyorum. Öyle ise x = y2 X (2)z olmamalı.Yalan sürebilirsek belki ekmek denilenin üstüne, kararsız yargıların infazını kabul görüp, eli eteği sineye çekip, bir yar sen olmalısın diye çehremizden geçip, ilk durakta inmezdik. Fakat bu oyunu kuralına göre ne zaman oynasak, sonu boka çıktığı için bunu gerekli görmüyorum. Açık oynamanın verdiği heyecan ve yitirme muhabbetleri, hemde kendi içinde yitirebilmesi yaradılanın. Hani ne güzel yürüdük, az da olsa uzun bir yol. Baktık olmadı deriz kendimize (hemde içimizden); olm/kızım, bunlar bizim sonsuz sayılı günlerimiz. Değerini yitirtmemeliyiz. Döviz bürosuna dönen, kerpeten ile ucunu yakalayabileceğin dünya ipi ile varsa g.tün gir bakalım kuyuya.. Eyy dünya kişisi, ben kuyunun dibindeyim. Merhaba !

Saklı kalması gereken her sır, sarımsaklanmak zorunda değildir.

Mancınık sistemi kurduğumuz hayatımız arkadaşlar, bizler bireyleriz. Hele ki toplumu oluşturan.

Kısacası uzuncası derken, konularımız masallaşmaktan kurtulamadı.

Birde eskilerin bir sözü vardı; "terlerimiz karışana kadar!"


Uğrunda şarkılar yazılan bütün kadınlara selam olsun. Saygılar, vesselam..


Sevgiler de tabi, Aykut

Tsubasan olayım anam, dedi. Kadın, kayıtsız kaldı !

17 Eylül 2011 Cumartesi

Delinin Kayıp Yatağı

Şu piyanoyu kaldırsın birisi ! Hişşt ! Kime diyorum ?

İçimde bir alkolik. Tövbe diyor sürmem ağzıma haram. Şişe şişe sakladığı konu başlıkları, pis ve yağlı kafasını kurcalıyor. Deliler ölmesin !

İçimde bir kayıkçı. Yahu adam çekiyor küreği bir sağdan, bir soldan. Deli gibi de hani. Ama biz hala aynı yerdeyiz. Böyle boka susamış insanın bedeni !

En az bir kere cehennemin kapısını bekleyeceğiz ! Kadın dediğin, bunu gerektirir..

Kadın da nedir lan ?

Tür tür, çeşit çeşit.. Ben çoğu zaman sürpriz yumurtaya benzetiyorum kadınları. Vazgeçmesini, vageçirtebilmeyi, gün gelip yanından vazz diye geçebilmeyi öğretiyorlar. Kadınlar, isimlerini bilmiyorlar. Bir de olayın duygusal yanı, bütünü ile deliye vurduk gitti.. Ne sıcak suda çeker, ne de orasında burasından çekersen süner.

Yurt dışına çıkıp, istanbul'da kaldım.

Bize masal lazım hafız !

Legolarım hergün eksiliyor..


Sevgiler, Aykut


mario da müzdarip tabi haliyle..

11 Eylül 2011 Pazar

Otokontrol Kaybı !

Kalem yazmıyor benzer adını,
Terkedilmiş bir köy gibi,
Hafızamdasın !

Kibritim belki yakmıyor sigaramı,
Önüme henüz gelen bir aş gibi,
Soframdasın !

Bir kaç insanın korku dolu yasağı,
Şüphesiz uyulası kurallarımsın !

Bu kirler içinde de yanıma kalanım,
Kadınımsın !

Çıkarsız bir kârımsın..


Eşek yükü ile sevgiler, Aykut




Bir Sevda..

10 Eylül 2011 Cumartesi

Çömerek Yaşamanın Marazları

Anlat desen, anlatamam.
Konuşan kuşlar masallarda anca.
Elimde, yaz günü bir eldiven.
İçimde, bir yorgan sıcaklığı.
Seviyorum seni, ansızın !

Dur desen, kar etmez belki,
Bir nehirde suyun sesi,
Bir karda ayak izi.
Gözlerimde hep sen...

Hasat vakti toplayamam.
Geride buğday taneleri,
Hemen yanında bir sen !
Kılıçlar çarpışır durur kulağımın ardında,
Bin yalanı unutturur şeytan.
Ötesinde isteksiz ağaçlar...
Ben mi dedim sanki..?
Ölmemeli mevsim sonu çiçekler.

Susarak kaybettiklerim, iç cebimde durur.
Konuştukça battıklarım zihnimde,
İnsan fikrinden kuş bile yapılır.

Oturduğum yerde ağrılarım artıyor.
Öl desen, ölemem.
Çıldırmış olmalıyım !


Sevgiler , Aykut

8 Eylül 2011 Perşembe

Bazen Çayın Demi...

Gelmiş miydi ki sıra ?
Bu üniforma kimindi benden önce ?
Aşk dedikleri de bundan ibaret !
Nicesi kazıklarımın, kendimce...

Çıksan da karşıma böyle gelişine,
Zaten geçmiş kadar değilsin.
Geçmişsin.
Yazdıklarımı alır,
Koyup cebine...
Kalamazsın geçmişim de bile..

Ve her şeye rağmen,
Ağır basman cümlelerde.
Bu bir hazine kadar,
Bu bir hezimet kadar,
Bir ben kadar..

Biliyor musun ?
Ki aşık oldum.
Büyük harfle bile yazabilirdim.
Ayıp olur diye korktum.

Sana yazdıklarıma benzemeyen,
Devrik değil bu sefer,
İlk durağın, ilk otobüsü getirmez.
Kaladursun !

Yetiştim yasaklara ve zamansız tecrübe..
Sorunsuz kelimeler var şimdi.
Biri yerine koydu, çektiğin ellerimi.
Aşk dedikleri de bundan ibaret.
Bir sana değil gebe...

İçimde bir şey var ki,
Tutunulası..

Seninde ruhun şad olsun !


Hicazlı Öksürükler, Aykut

Para ile değil, sıra ile..

4 Eylül 2011 Pazar

Sigara Bilek Keser Mi ?

Kafamız ne de karışık !
Anca klarnet dinleriz zaten.
Gelip geçerken güzel yanları dünyanın.

Hani böyle deli gibi yorulursun da,
En yumuşağından bulursun bir yer..
Ohh, mis gibi..
Yahu, bu aptal kafamız nede karışık !

Sanırsın hücrelerimize kadar bağlı,
Sanırsın hasat mevsimi nadasa,
Sanırsın güzel çehreler aklımızda..
Aklımızla da gönlümüz bir değil ya..
Bütün mesele işte !
Gelecek dar ağacında..

Ahh dengesiz, zamansız fırsatlar..
Bilemezsin işte sen,
Aslında bir tren kaçarken,
Yolcunun değil, trenin kaybettiğini..
Yetişemiyor kalbim bu kuyruğa.
Ne yanına baksa elinde ki cevherin,
Hep bir yanı kara...

Arkadaş hangi boku yesekte,
Bulaşmasa yüzümüze !
Ellerim konuşmaya teşebbüsten tutuklu,
Sorgu da bari düşmesek dara..
Ranaaa, rina..

Kafam trilyon be usta !
Maziden eser yok.
Gazisi olmuşuz biz ömrün.
Hele ki yaşımız genç,
Gönlümüz harita metot.

Ulan be !
Bu salak kafamız cürmünden fazla karışık.
Bize düşen anca hayırlısı demek hakkımızda...


Sevgiler, Aykut


2 Eylül 2011 Cuma

Hicaz Molası



Abi, her kimsen ağzıma sıçtın yani. O kadar diyorum !

Hem gece gece, hem bak henüz aşık olmuşum.

Kırılır belim, daha bir gece. Yani bundan öte..

Yakışır !

Apansız Tarumar

Daha bir senaryo,
Hemde en farklısından.
Giriş katı bir sevda değil bu !
Unutur ceketi çıkarım.
Yaktım ulan gemileri !
Geride bahaneler yumağı.
Gerisi yok aslen.
Yıktım bütün tabuları,
Söylemek istediklerim var.
Daha nicesi adına.
Ben kitaplardan söz alıp,
Kısık bakan gözlerine hapsoldum.
En garip korkumuz,
En şaşalı öğünümüz.
Yanımda yürümelerin sevdası,
Elin elime değsin diye bir ton çaba..
Her şans, gülmüyor yüzümüze, evet.
Sen ki zor kadın.
Belki de aşk literatürümüze bir kelime daha..
Salak saçma düşünmek gereksiz.
Bayat ekmek kavgası..
Haddinden fazla güzelsin,
Yorgun gözlerimde..
Biraz da alkol sanırsam.
Ellerim bağlı değil çaputuna.
Zaman ise seni seçti.
Aşk dediğini duydum.
Ve akmaya üzülen gözyaşların..
Kıyamadım, paha biçtim yalanlara..
Sattım inancı beş paraya, uğruna..

Aşklar, Aykut

hemde böyle zort diye..



1 Eylül 2011 Perşembe

Karşı Cinse Yazan Yanı İnsanın (Ah Benim İnsanım)

Tüm kişilerden kurtulup bir köşede,
Kimseler yok iken soluduğum yerde,
Yüzümü somurturum.
Dünyanın güzel kadınları kafa karıştırır.
Başka dünya da görmedim ki..
İnsanları tek bir kelime ile bozabilecek iken,
Susmak ne kadar cazibeli bir dürtü.
Gecesinde sızdığım yastıkta,
Rüyaları seçmek ve geçerek kendinden,
Sarı saçlar gördüm.
Teker teker boyanmış.
Kimin lan bu saçlar ?
Seni hayra yoran kediler ancak.
Susmakta yakışıyormuş meğer..
Bağımsızmış birbirinden, takvim yaprakları.
Şimdi, herkese varım da sana susarım.
İşin aslı, ben hep sana susarım..
Sana varma ümidinin tükendiği yolarda,
Sustukça gelen sırayım.
Sen ki, kalanım, ayım, göze batan yanım.
Anım, nım, ım, m..

Bence bu kadınlar
İnanın, tek hücreli canlılar.

Sevgiler,Aykut