21 Şubat 2012 Salı

Paspasın Altından Çalınan Anahtarın İntikamı - 1

Bazen su bile mide bulandırır. Maksat eğlence olsun diye, maksat biraz daha güneş görsün diye yüzümüz; bütün oyunu bok ederiz.

Birazda yazmayı denemeliyim sanırım. hep yaşayarak olmuyor.

Sana sıranın gelmesi için, benim savmam gerekmemeli ! Buna karşı çıkmaya çalışıyoruz işte. Biraz sessiz ama, raconu bu sanırım. Hiç kazanamayacağın oyunu, ölene dek oynamak isteyeceksin. Çünkü; yenilen pehlivan güreşe doymaz.

Bazen yazmak istediğin olur, bazen karalamak. Tek fark; birinde kağıt kullanılır, birinde insan.

Ölmeden önce bir kuş olsaymışım, bu hayatımda daha eğlenceli hissederdim, bence. Çünkü kuşlar, bir tek uçmazlar ! (Tabii ki reankarnasyon yok.)

Kodumunun dünyasında, şükretmek ile mükellefiz.

Deveye demişler ki; neden boynun var. Deve de demiş ki; saat kaç amk..?  Evinize gitsenize.

Bütün aşklar, patlamış mısır kıvamında. Her kafayı çeken, filozof zaten !

Son olarak ta ; beni seviyorsanız, dünyadan uzak durun !


Sevgiler, Aykut

uzaylıların lensi kaybolmaz !

ablacım, bi çıkılır mısın ?

17 Şubat 2012 Cuma

Tabancanın Vurdumduymazlığı

Düşünmeye vakit bulamadığımız şeyleri yaşarız. İnanın bana ! Eğer vaktimiz kısıtlı olmasaydı, yaşayacağımız şeyleri kendimiz kurar ve hayatı daha sıkıcı hale getirirdik.

"Sende en az İstanbul kadar uzaktan güzelsin!"

Heves nede kırılgan, nede hassas.
Umursamaz tatlar peşinde,
Kırılgan tüm eserleri insanın.
Hemen yanı cehennem iken,
Cennetim ipotekli.
Herkes yavaş, herkes darda.
Cesedime tuz serpiyor,
Eminönü'nde liman önü.
Ardına bakmıyor yüzüm,
Güldüğünü benden saklıyorsun.
Garip büyütülmüş çocuklar,
Entrikalar, kahkahalarca kaybolurken.
Biraz cümle versen,
Yüklemin öleli, oldu bayağı.
Suça bir meyil, bir meyil..
Bitiş başlangıçları,
İlk iliklerin boşalmasından deli.
Klişesi çarkın !
Tabutlara sarılmış hoşçakallar...

Masal kahramanlarının, hayal kahramanlar olduğunu öğrendiğimden beri bir buruk içim. İçimde bir kopya kağıdı var. Gelip almıyorlar. Şeytanla masaya yatırdığımız her işten o karlı çıkıyor işte,o ! Dedim ya, içim buruk. Tüm gücümle bağırmanın zamanı gelmişken, ölümüne halsizim. Teslim olmam, an meselesi..

Her şarkının bir nedeni vardır. Bakınız gayeden ziyade. Biz severiz şarkıları. Çünkü, bizden de bir parça duyurur. Bu uzun tanımdı. Bu da kısa; hepimizin .mına koyacaklar olm !

Dürtüler,Aykut

yakışan nedir ?

14 Şubat 2012 Salı

Şöförü Korkutan Yolda Uçan Kuşlar

En mutlu anında bir kapı çalar ve tüm hayatın değişir. İlişkiler, ikili oldukça daha sert ve daha kalıcı etki yaratır.

Sonradan öğrenirsin, etrafında dolaştığını, tüm yarasaların. Bir sabah daha hüzünlü uyanırsın, ulan ertesi gün neşe içinde. Ee madem çıkamıyoruz biz bu işin içinden, siktir edelim be abi ! Nasılsa değişim, hızla ve kaldığı yerden devam ediyor. Şarkılara anlam katma çabası insanoğlunun, eminim alkışlanacak boyuta gelmiştir. Ayrıca birbirinden kopuk yazdığıma aldanmayın. Sonuçta, her koyun kendi bacağından asılır.

Bütün kuşların sessiz uçuşları,
Gerisinde bir sis.
Yollar ki, ayağına mecbur.
Taş olsan çatlarsın.
Kalbinde kis,
Kuşlar mahsun.
Hepimiz kulu iken,
Kimi kayırmış Rab..?
Acelesi de yok,
Çümbüşü hızla çalanın.
Fakat bir bildiği var kedilerin,
Bana söylemediği.
Ve bana söylemediğin,
Bütün sözler..
Saçına boya değdi, değeli.

Büyük sanatçı abilerimizin de kulakları çınlasın..

"Gözyaşlarım, kafiye olsun diye değil."
-MFÖ-


DÖN VİDEOKLİP KAMERA ARKASI from Aydın Ketenağ on Vimeo.

Her şeyin bir arkası vardır ya..
Aydın Hocama selam olsun.


Sevgiler,Aykut

12 Şubat 2012 Pazar

Street Fighter Kapıma Dayanmışken ! (Çekmeceyi Çok Çekenin Garezi)

Lunapark ile kandıramazsın.
Oyun hamuruna benzer,
Yapışmadan olmaz.
Işıklar açık.
Yanıp yanıp, söner.
Misketlerin en küçüğü,
Senin cebinden çıkmış.
Kefenimi biri saklamış,
Nöbetinde bekliyor evin.
Fırsat buldukça camlarını siler.
Bu reçeli annem mi yapmış ?
Hurdalar üstüne yemin olsun,
Kısa çöpün sahibi burada.
Tam selam duracaktı,
Ayağını fil ezdi, karnı ağrıdı.
Gözlüklerimi de göremezsin.
Zaten gözlerim yok.
Şarkı bitti sanırım.

Ben güvercinleri severken,
Nevzat dara düşüyor.

Sevgiler, Aykut

Samanyolu

Böyle iken, böyle...

9 Şubat 2012 Perşembe

2.Yağlı Yerinden Depozitosuz Yarımlar

Yani genelde başladığım şeyleri bitiririm ama bazen yarım kalıyor. Tarihlerde var kelimelerde...

09/02/2012
Ahşap kumandası vardı televizyonlarının, evlerine konuk olduğum insanların. Biri ışıkta cam silen, diğeri ayaklarını dizlerinden bağlayıp dilenen, iki garip adamdı. Bana sordu; "kahve alır mısın ?" Nazikçe reddettim.

Ve inanır mısınız?, yıllardır kardan adam yapmıyordum. Çünkü kardan değil, çoğu zaman benden bile adam olmuyordu.

21/12/2011
Notaların yutkunduğu bu ülkede,
Nazım'ın tutuklandığı,
Ciğerin mundarı,

Bizler olmadık mı ?
...

26/11/2011
Kadın, bilir kişisi sayılır, bu hükmün. Eskiden daha tatlıydı dediğimiz şeylerin, en değerli parçasıdır. Kim bilir ? Ben ise, çakmağı çarpıp ta kaçtığın gün, bozuk paralarımı yokuş aşağı yuvarladım.

14/11/2011
Kırıklarımı alçılamak istiyor muyum, bilemedim...?
Bana kendinden başka, tek bir şey verme !

22/10/2011
Dikenler,
Sayısı meçhul..
Tüm gücünü toplayarak yanında hissetmek,
Bütün içtenliği ile küçük bir öpücüğü sevenin,
Ellerine özen göstermesi bir bal damlasının,
Bir içlenmek üçten beşe ve diken.

Sorumlusu olurum, güdülecek bedenin.
Her bir selamına baş eğerek güzelin.
Tiryakiliğin, tırnak içine alınmış halinin,
Dört gözümle okur, demler demler içerim.

Anti depresan ilaçlarından arda kalan...

Kulakları pas tutan dev bir kukla...

10/09/2011
Anlat desen, anlatamam !

04/08/2011
Sen ki çapkını yedi düvelin.
Otur diyorum yanıma.
Gitme..

Nerede görsem sahipsiz bir çocuk,
Diyorum, kal.
Buraları terketme...

14/07/2011
Kurup bağdaşımı oturmak yanına.. Hiç bir makama sığmayan bu nota, unutulur olmuş. Ne mutlu ! Şöyle en güzelinden bir de gazel işitti mi bu kulağım. Deymesin şimdi çünkü yağlı boya , abiler.

Kağıtlar harcadım. Sahipsiz başyapıtlar... Bir ben kaldım da gitmedim, uykuya hasret. Bir de cebimde fotoğrafı çiçeklerin, sen yoksan. Gitmedim işte. En kral ticaretçinin bile elinde kalabilir, satılamayabilir bir mal, ürün ya da her ne boksa. Yeni doğmuş bir çocuk, neden camii avlusunda ? Gidip görmeli sanki, ayın çektiği kafayı yerli yersiz. Onunda otururuz yanına, güleriz en çok, olsa olsa zaten. Gider gibi yapıp, gidemeyiz.

24/06/2011
... sonra çekip gideriz,
Daha bir çarşamba akşamı.
Tren iter seninle, nefret yeriz.

Ağustosmuş,
Sol gözümle ağlıyormuşum.

Sen zamanı bir sokağın sonunda,
Omzunda kedinin siyah tüyleri ile,
Bir bakışınla belki denize dönüştürürsün.
...

22/06/2011
Ben sana şiirler yazayım,
Günahlar sarayım bedenime.
Sen gram gram enjekte et,
Daha bir çarşamba akşamı..
Ki gönlümün en güzel çirkini,
Gitmediğinin farkında mısın ?

Ne ölmek uğrunda senin,
Ne de yaşamak, sersefil.
Şimdi tanıyamadığım senin,
Yalnız fotoğraflarda sesin.
Çekmişim sandım, elimi eteğimi,
Anlayamadım. Kimsin ?

***************************


Herkes rengini belli etsin arkadaşım !

7 Şubat 2012 Salı

Mitolojide Ki Karıncaların Yerdomuzuna Rüşvet Teklifi

"Yere dökülen kibrit çöplerini toplamanı beklemiyorum ama en azından kendi götünü kendin yıka !"

Nasılsa yollarımız ayrılmayacak mı ? dedi adam.. Kadın kafasını salladı, doğru yöne.
-E o zaman..?
-Nasıl yani..?
-Kibrit çöplerinin de, götümün de canı cehenneme !
-Haklısın sanırım.

////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

"Yerde ki kibrit çöplerini topladığın için teşekkür ederim. "

Nasılsa biri toplayacaktı. Bu, ben olayım dedim.Canım biraz gezelim mi ? dedi adam. Kadın kafasını salladı, doğru yöne. Ve çıkıp gezdiler.

Arada ki farkı görenler, lütfen parmak kaldırın. Lakin, ben görememeye başladım.

Adettendir, dediğimiz tüm olgular birbirine karışırken, ben ekmeğin ham maddesi ile cebelleşiyorum. İnsanlar da çehrelerinden dışarı bir adım atamazken, kimileri insanlıktan bile çıkabiliyor. Şükür ki, etrafımızda bir terazi yok. Daramız alınmadan, çarpılırız. Maazallah ! Gruplar oluşturarak bütünleşebilen bizler, değer yargılarımızı mı yoksa yargılarımı değerlendirmeliyiz?, kimse bir şey bilmiyor. Neticesinde varılan çaresizlikte, çarkın kaldığı yerden dönmesine müsaade ediyor. Küllük-sigara-kibrit kombininin tıpkısı...

Hani kimisi vardı ya; sana dünyaları verirken, aldığın nefesi sayar.

Tüm bu anlattıklarıma da "Süpermen Fobisi" denir.

Ayrıca, benden haraç alamazsın.Bilirsin ki, zenciler klarneti sevmez !


Gelişine tokatlar, Aykut

İyi insanların ölümü şaşırtmaz !


Eski ben değilim !

5 Şubat 2012 Pazar

Koordinatsız Küresel Domalma

Fotoğrafa tıklarsanız şeker veririm..
Ben artık parkta yaşıyorum...

4 Şubat 2012 Cumartesi

Pudralı Rolonun İnsanlara Kastı

Yıllardır aynı yerde duran bir vazodan bahsedeceğim.

İşimize gelmeyen bir iş gezesi, bizi finalinde sevindirebilir bile.. Biz insanlar, en sevdiğimiz terliğin bile üzerine basabiliyorken bu kavga niye ? Tam olarak bahsetmek istediğim şeyden yazamıyorum. Çünkü çokça kelime fakiri zihnim. Diyaframdan aldığım nefesi paşalar gibi kullanırken, bazen anamdan emdiğim süt burnumdan geliyor. Ben bir elbise aldım. Askılı, siyah, kadınların sevdiğinden; sonra koydum dolaba hiç giymedim. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Fakat güveler olmamalı kabusum ! Zaman zamanda namusun en büyük kalkanı bir çıtçıtlı badidir. Şaka yapmıyorum.

Bitti.

Vazoyu niye anlatmadım, biliyor musunuz ? Çünkü hiç bir şey başladığı gibi gitmiyor yada bitmiyor.

Neyse, nice kuluçkalar vesselam.

Sevgiler, Aykut


Reelde..

Hayalde..