21 Mayıs 2021 Cuma

Önemi Olmayan Tutarsız İtiraflar

 

Ne bir anı kalmış, ne de hisler bırakmışım iç cebimde.

Nasıl savurduğumu bile unutmuşum.

Bir tek ateşin dumanı ve onun kokusu burnumun ucunda,

Bir de geçen yılların rakamsal olarak sayısı hafızamda.

Unutmuşuz, unutmaya alışmışız !

İyi ki insanız !


Hadi sevinelim desem, yok buruk galiba içim.

Ben çok değiştim.


Bambaşka bir,

Aykut



30 Ocak 2021 Cumartesi

Bir Ağır Çifte Yoksulluğun İnanılmaz Acımsı Duygusu (Geride Kalan Ben)

İnsanın nasıl büyüdüğüne kendi aynasında tanıklık etmesi kadar tuhaf bir durum görmedim. Öyle bir senenin yakınından geçtim ki, bu düş değil hayat dedikleri dedirtti. Tırnak içinde kasımpaşa dediğim, benim şekillenmemde emeklerin büyüğü olarak ne varsa son parçasını filizlenip yeşermesi için toprağa bıraktım. Onunla alakalı daha önce de yazmıştım. Bu yağmur dinmez ki, ademden beri yağar durur..

Yine aynı fark ettiğim şey tsubasanın çift ayakla attığı golü yıllar sonra denemesi ile aynı tattaydı. Siz anladınız desem şimdi, gerçeğe ne kadar yaklaşabilirim. Abiler ! Zorunlu olur mu ? Bir erken çöken kış akşamı, mutlu insanlar.. Bak şimdi, yağ yağmur yağ..

Yıllar öncesiydi, akıl edemez mişiz. Ve inanın mümkünatı da yokmuş senelerin getireceklerini bilmemizin. Yolum yokuş, yolum yorgun. Klavye yabancı; klavye kelimesi kadar. Bazı yazıtlar, bulunulmamacasına kayboldu. Mutsuz değilim. On senedir cümle başlarını büyük harfle başlamam da bana bir şey kaybettirmedi ya zaten. Şimdi gelelim desem başladığımız yere, kasımpaşa çıkar önüme, ölüyormuşçasına ağlarım, yapmayın ! Ne tuhaf geliyor göremeyecek olmam. Geriye kalan ömrümün yarısının hisse sahibi de daha yakından aynı hislerine gark. Sıkıştığımız yerlerde balon gibi farklı noktalardan fazla fazla şişip patlayamıyorum. Yağ yağmur yağ.. Zira yine sana bilmeden tıkladım. Onun telaşı yine tekrardan ibaret. Halbuki üzerine kaç kış yaşadık hep birlikte. Hele ki senin yaşamsal doğum sancıların.. Hiç şahitlik edemediğim; fakat sorgusunda kendime ifade verdiğim, soğuk odanın sıcak peynir kokan akşamı. Neyin ne kadar güzel olduğu, filmin sonunda fark ediliyor. Yanında bir çok şey bulunduran duygular bunlar. İlerletelim ne varsa, bekleme yapılmasın. Binlerce yıldır yenilen dağıtılan kartlardan nasibimi aldım. Mutsuz diyenler, çok yanılıyor. 

Şimdiye bakarsak ikinizde yoksunuz ki, senden bir öncekine diğer yoksulluğum baskın yapmıştı. Unutmam.

Ben bu yarışta geriye kalan olmadım ama geriye bıraktım, mesela gemileri.. Sonrasında her şey donup ve asla tazeliğini korumazken. Bildik sesler kulaklarıma yapışmış. Birinin üzerinden onlarca sene geçti ise diğeri de onlarca sene değil yüzlerce sene gitmez inşallah. 

Halbuki daha ne kadar olduki..

Tanıdık bir ses olmuş, özlediğim çocukluğuma dair. Elle tutulur hatırası bende. Sen verdin hem de canım, canımı toprağa sunduğum.

Bir defa, son defa kalsaydım keşke sende. O yılların yorgunu arka oda yatağın..

Evet çok olmadı ama çok özledim seni. Daha net tabiri yok zaten. Seninle beraber bahsettiğim koca bir hikaye sadece. Sen bana duyduğum en güzel hikayeleri aktaran.. Tam alışıyorum derken, aklıma meteor gibi düşen canım halisem.

Anlatılacak onlarca şeye kelimeler zaten yetersiz. Ki ben hayatın yarım kalma jargonuna şahit, yarım bırakıyorum elbette. 

Hiç eksilme..

Aykut

Bu filmin bir nüshası bende..