Şimdi hep bir cumartesi içim.
Adımlarım gittiğin yere ters,
Özlemlerden bir buket vazomda.
Olamayışlar birikiyor ardiyede.
Ve sen kandan sıcak hala.
Bunca yakınlığın uzaklığına sitem ettim.
Yine bir cumartesiydi ve ben vazgeçtim.
Sokağında türküler söylediğim semti kaybettim.
Bulamadım bir kıymet, iyi bir niyet.
Olsa olsa kısmet ve hayret !
Senesi olacak baharların bizden gidişlerinin.
Benim şimdileri iç çekişlerimin, tadı bambaşka.
Olduğum yerler, aradım durdum kendimi.
Seni benzettim her şehrin kalesine.
Kalıcı mevsimler tükenmiş demek.
Demek hep o bakışmaların bahçesiymiş,
Seni beklettiğim.
Kovuldum !
Üstümde kırağı ama başım dik !
Dona kalmanın farklı makamlarda nağmesi,
Anlatırım sabahlara değin.
Dokunsalar ağlardım dahası çoşardım,
Kış sonrası ırmaklar gibi.
Bir bakışı dönmedi gece gözlerinin.
Canın sağ olsun.
Ve biliyor musun, ben gideli de çok oldu.
Ve üzgün olmak bir hâl sadece.
Öğrendim.
Özlem vazomu buraya bırakıyorum.
Çırıl çıplak başladım,
Yolun yarısının az öncesinden.
Olur ya, sende de beni bağıran birşeyler varsa,
Veriver ateşi her yanından, harla !
Öyle ya, en güçlüsü sensin.
Sen kazandın ya hani..
Yapma allah aşkına !
Defalarca görmezden geldim pişmanlıklarını.
Defalarca paylaşılan aynı çarşaflar gibi hemde.
İyi kadınların kötü çocuklar doğurabilmesiydi,
Bilindik bir filmin, son sahnesiydi ödevin.
Ve bitirdin, benden mezun olabildin.
Kırık lambamın yanmasını beklerdim.
Mütemadiyen, yarı ölü hallerime seni.
...........
Yarım bırakıyorum, alışkınım.
Şimdi başka güzel bir yöne içten gülüşlü, Aykut
yüksek bir kulede yalnız kaldım saatlerim çalındı aylarca sessizkaldım önceleri inanmak istemedim diretti uzaktan gözlerin zihninle tanıştım |
uzun uzun düşündüm ömürlerce düşlediğim günleri savdım adına dokundu diye kırdığım ellerden utandım peş peşe sigaralar yaktım yitirmedim tebessümü ardından böyle baktım |
hazırladım bohçalarını doyurdum karınlarını öpüp kokladım defaten uğurladım içimdeki çocuklarını |