6 Eylül 2013 Cuma

İlkel Saçmalıklar vol.262

Elimle sıkıyordum boğazını, martılarına bir ayağımla basarken ve mimlendi birden bulutları.. Ezilerek öldürülmesin gönlümün haşereleri; ben bu şehrin sıkıyorken boğazını !

Öyle sakin duruyordum gölgesinde; kış gelince, nerede bu gölgesi demeyeceğimiz ağaçların. İlkbaharlı, yazlı günlerdi sevdiklerim seni. Ve seni sevdiğim vakit, gözlerimde karargah masaları.. Sana anlatmaya unuttuğum ne varsa zihnimde, başkalarına da anlatmadım. Başkalaşmaya çalışmıyordum ama gölgesini güneşe borçlu olan ağaçlar bana dakikalar seviştikçe daha da kızıyordu. Ağaçlar diyorum, senli günleri sensiz kılan yeşillikte hemde.

Bize birkaç kelime öğrettiklerinde, varlığını söylememişlerdi.
Mısraları da hiç unutmadım; "Bana seni gerek, seni"

Aşrın bahçe camında buğuyum.
Sabahın perinde sandalcı,
Gözlerinin erinde bir bade soyuyum.
Düpedüz Allah ın kulu,
Yağmurlu günlerinde kupkuruyum.

Ben bu gece yokum.

Sevgiler,Aykut.


başka türlüsünü öğretmediler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder