17 Ekim 2013 Perşembe

Olmayışın Zamana Karşı Tavrına Kırılan Nesneler

Dudaklarım biraz geç acıyor,
Gözyaşım setlerine çarptıkça.
Baş kaldırıyorum bakışlarına !
Gerisinde bir dağ keçisi ve otlar,
Zamana zamansız bulaşan.
Ve sana söyleyemediklerim,
Tek sıra ve istifli duruyor,
Karşı mahallenin parkında..
Onlar olacak benden sonra,
Duracak tam önünde kirpiklerinin.
Başka zaman sana isminle hitap edecek.
Daha başka zamanlar seni tanımayacak !
Bilmeyecekler sarıldığın gemileri.
Bir nota, bir mızıka ve eğlence.

Benden sonra kalkacak trenler.
Tanımadıkların ile tanışacaksın.
Bana da seni tanıma şerefini bahşeden,
İlkel cümlelerimde aklıma taş koyan,
Seni yaradan tanrıya minnettarım.
Kutla beni, benden sonra.
Olmadığımda...

Kışa bulanan mevsimlerini sorgula.
Dudaklarımı sorgula sessizce !
Sor bakalım açmayan goncayı.
Bilmem kaç volt ampül ışığı altında.
Gözlerini sor bir de,
Tam adımın yanında duran gözlerini.
Şimdi adamın yanında duran..
Dudaklarımın setlerini aşındıran.
Kelimeleri dile getirip bağırttıran.
Gözlerini sor da ara beni.
Kaç numarada olduğumun önemsizliğini,
Nefes alışlarımın ritminin gereksizliğini,
Bir kez daha ve son kez hatırla.

Beni bir izmir sabahı hatırla.
Kordonunda koşarak uzaklaştığım.
Bir de uyanamadığım sabahları;
Ses tellerinde hapsettiğin nefessiz kelimelerce.
Dalgası kıyısına vururken şehrin,
Yudumladığın çayda,
Yere düşenini öptüğün ekmekte,
Ve denize kıyısı olmayan şehirlerde.

Aklında böyle biçimsiz kalayım.
Teşekkürler tanrım !
Bir nota, bir mızıka ve eğlence..
Kahkahalarca.


İmza,Aykut


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder