12 Nisan 2018 Perşembe

Bazı Şekillere Göre Üzeri Örtülü Biyolojik Durumlar ve Canlılardan İnsan

Ne oluyor da toplanıyor bu kelimeler ? Bunun en mantıklı cevabını verecek kişi ile aynı şehirde milyonlarca kilometre uzaklardayız. Kocaman mantık insanı, aynı kocamanlıkta yıkıldı. Şahidiz. Sonra sevdanın kabesinde görenler oldu beni. Arada dostlar alışverişte görsün dediğim gezintilerimiz de oldu tabi. Dürüstlük çok ucuz lan. Niye yalan söyler bu insanlar, hatta böylesi naif konularda anlayamıyorum. (Beni ilk defa okumayan birisi şu anda "ne biçimde normal yazıyorsun lan at herif" diyebilir. Merak etmeyin, delirmedim. Ara sıra aldığım "hadi yazda kafamız iyice bulansın" mesajları beni perişan ediyor. Lütfen devam edin.) Yeniden doğmuşum gibi dönmek kolay olmadı elbette. Ama bende yıldız abla gibi mezar taşıma "bu ilk ölüşüm değil" diye yazılsın isterim heralde.

Her şey yoluna girdi derken, saçma sapan bir şarkının hayat hikayeni sikmeye yeltenmesi çok klişe gibi gözükse de hayatın kocaman bir gerçeği bu, a dostlar ! İnanın bana okuduğunuz her kitap bitmeye mahkumdur. O şarkıların birinden de bahsedeceğim. Hatta şu an milyonuncu kez kulaklığım vasitasıyla tecevüzlerine devam ediyor. Kitap için de siz derseniz ben bir daha okumak istiyorum. O da sizin özgür iradeniz. Bir şey diyememekten ziyade, demeyeceğim. Neyse. Bu günlerde hayatımın uzun yıllar önceki dönemlerinde az çok başarılı sayılabileceğim bir branşın ilk etap uzmanlığına hakimiyet sağlamış ve bununla yetinmeyip eğitmenliğine bulaşmış birinden sizlere bahsetmekte isterdim. Fakat böyle bir şey yapmayacağım. Bokunu çıkarmayalım lütfen. Öhö, öhö..

Her zaman geriye adım atmak isteyecektir ayaklar. Bıraksam ilk yapacağı şey takılıp düşmek olacak. Bunu biliyor bütün insanoğlu. Hakimiyet erkanı benliğim beni çok sorguladı. Bakın defaten aha şimdi boka bulanacağım dediğim her kişilikte hüsran yaşadım. Belki kendi içimdeydi hüsranlarım ama rengi ile durumu resmedecek ressam yok. Bundan eminim. Hayaller ekilir mevsim çıkmazlarına, insan buna en müsait canlıdır. Tek akıl sahibi canlısı mevlanın, akılsızlıklar içinde sürüklenir gider. Ve zaman her saniye yeni bir küfür ekler yaşantılara. Çekip gidesin sadece anlık gelir. Zamanını belirleyen saatine bakarken hemde. Kandırmayalım birbirimizi. En kötü gitmeden dönüş planların olur iç cebinde. O iç cebi var ya, sırf onu da yakamıyorsun cekete kıyamadığından. He taksi beklesen ayrı. Ateş mümkünü zamanlar doğurabiliyor çünkü. Oğlum gariban insanlarız şurada. Fakat garibanlıkta ağır basan yanlarımız hep başka olmuş. Bütün insanlar toplanıp bazılarınızın yüzüne tükürsek, bazılarınız çok üzülür elbette. Yine de bırakalım tükürükler garibanlarda kalsın. Solan nevresim takımları mı dersin, yaşama tutunabilecek suyu bulamayan menekşeler mi, sahil kenarı bir semtte simiti ayrana en çok biz yakıştıralım hevesleri mi ? Neler tükenmedi değil mi ? Bunları saymanın manası yok. Ulan bu son istanbuldu da deme arkadaşım. Umudunu kaybetme ! Bin defa da geçsen o kimilerine göre kutsal kapıdan, etme. Bas bakalım marşa, o motor çalışacak. Sen motoru sadece, neyse. Umudu çağıranlara gelsin o zaman, ihtimalleri asla tüketmek istemeyenlere sırada ki şarkı. Bakın asla sevgisiz, gamsız pezevenk ruhluları kast etmiyorum. He birde bana ve elbette ki sana öğretmenim !




Yalnızca, müzik dünyasına olan katkıları ve  gerçek sanatçı üretimleri ile aşırı saygıyı hak eden minik serçeye derin saygılarımla.. (merve bize kastın var bacım)

Ve gözlerin geçti önümden.
Doyasıya bakmaya niyetlendiğim.
Biraz sert ve tuzu kuru yaşamlara,
Ağır giden usülden tükenenlere
Saçlarında yaşam bulamayanlara karşı.
Tam ortasında durdum karanlığının
Hayat bağcıklarım dolanık.
Ve puslu bir bakışın ardındayım.
Seslen dedin sandım.


Bir zamandayım şimdi.
Bu senin akşam üstün.
Sonu gelen bir şarkı var üstünde.
Yenisinin sözleri kime dair ?
Benim ise sana benziyor nağmelerim.
Haydi, şu an söyle !
Dağılsın bir yerlere notalarımız.
Sol anahtarım şimdi kalbin.
Oradan tutup başlamalı şenliklere,
Elinden tutup bağırmalı sev diye.

Biraz telaşlı olacak bakışların.
Tanıdım, anladım o olacak adın.
Süslü kelimeler süreceğiz bize.
Müsaadenle..


********************************************


Sebebine bilet kesilmiş cümlelerimin.
Birine gidiyorum ki tahmin edemezsiniz.
İlk değil, uslanmadığıma seviniyorum.
Buna hep sevindim.
Usanmadım da !

Ölmediğimin kanaatine varıyorum şimdileri.
Öldürülemediğimin.
Bakınız çok ciddi yeni açan çiçeklerim.
Ela gözlerinde kaybolasım gelir.
Gamze meselesi bende kalsın.

Kimselerin suçu yok.
Son imtihanlar belki bunlar.
Hadi, okuyun sınav kağıtlarımı !

Ne de güzel başka dertlere gark olabilmek.
Dağılabilen polenlerine konabilmek mevsimlerin.
Kanatlanıp ta uçmadan beklemeyi becerebilmek
Üzüntüleri saklı tuta tuta yerlerini unutabilmek.

Boşuna sevinmeyin insanoğlu, yaşıyorum !


Bir başka sevgiler, Aykut.


bizi şekillerden şekillere biyolojik durumlar

kaderin yayı kuruludur sayın yargıç









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder