Yokluğun varlığa karıştığı mevsimler geçiyor.
Varsak, şimdi eyvallah !
Vazgeçme demişler senaryo belli.
Hadi tut ellerimden,
İki tane var hepsi hepsi zaten.
Mühür oldu,
Zaman bu vakit,
Sensizliği yasakladım.
Kanım aksın, vazgeçmem !
Şu zaman kötüysem,
Bırakalım savsasatalar kenara.
Hadi ısır gençliğimden,
Bitiyorken, bitmesin dediklerimden.
Sevda masal değil arkadaşlar,
Kandırmasınlar.
Üstüme varmayın benim !
Seviyorum sadece.
Sade.
Sensizlik içimi kemiriyor.
Söndürün ışıkları..
Ben, Aykut
Çok başka dövüştüm bir zamandı, Neden aynalar onlardan yanaydı ?
Kendim içimde bir dünyada içtikçe kusuyordum. Oğlum bildiği gibi değil, dediler.
Uzak kaldık nesi varsa şimdi. Toplu taşımaları hatırlamaz oldu. O en arka kapı susmuş. Haksız diyeni perişan ederler. Kalkıp gitmedikçe biz, daha da uzak kalacağız. Neyse mesafeler sabit, stabil. Mesafeler sabit ama tütünler farklı. Anlat bakalım, anlatabilirsen. Yokuş aşağı bir yaşam bu menekşe. Beni hatırladın mı ?
Sokağın en çalgılı tarafından yürümüştüm. Senin toprağın kurumuş zamansız. Bittabi bakar körmüşüm. Notalar çalınırken kulağıma o an, en az şimdi kadar mutluydum. Sağlık olsun bir zamandı. Dünyada daha kalabalıktım. Dünya da daha kalabalıktı belki. Ama belliki yeniden yeşermene gönlüm el vermemiş. Kanımda alkol, ben sokaklarında gezerken; başka bir yana fırlatmışım seni. Kırılan saksının dahi bakmamışsam yüzüne, bil ki haklıyım ! Ömür yemekten başka tek faydası olmayan senelerde çiçeğine yasaklıyım.
Tek mermi hakkın var dediler. Sıkmadım. Hala saklarım.
Bak yine hep aynı şeyden,
Uykumdan çaldım.
Şu kısacık ömürler başka şehirlerden yoksun.
Anlamını yitirmiş senelerin kalemi.
Kapsız kalmış sessizlik yazan defterim.
Olsun.
Biri bende kalmış, onda dokuzum.
Türlü isimler birikmiş.
Ahmet amca mesela,
Bugün kapatmama kararı almış dükkanı.
Camında adı boyayla yazılan esnaflarındanı semtin.