20 Kasım 2010 Cumartesi

Tutarsız Gidişlerle Gelen, Ömrümüzün Yarı Çapı

Daha da geriden gelip, daha sert vurmak gerekli. Tabii ki! Böyle zort diye de ortadan girelim. Ohh ne ala.. Belleğimizden silerken bütün batılları, kadeh kadeh içiyoruz. Yorgunluğa paha biçelim. Kaftan misali. Sonra sürelim üstümüze ekmeğe sürer gibi bakış açılarını. Çoşalım içten içe... Ohh, mis.

İlgiye, ilgi duyan insanlardan uzak durmak gerekli. Çeşme gibi yapmışlar bunu. Sebil. Tası tarağı toplamışsın zaten kızım. Gittiğin yöne daha ne kadar hapşurmamı bekliyorsun ki, bana 'çok yaşa' diyeceksin. Oluşumumuzu tamamlayıp yeniden düşünmek lazım. 1. Her sabah gerçekten uyandığından ne kadar eminsin? 2. Yazı yada tura demeden, elinde ki parayı hangi yöne doğru fırlatacaksın? 3. Merek ediyorum hala, bıraktığın kadar hunhar mısın? Gerçi madalyonun diğer yüzünü görmeden, bunu yapan adamla tanışmayı sabırsızlıkla bekleyen de sendin. Ben taraf yanlısı, billur kafalı.

Geri döndüğümden köylü ahalisinin hala haberi yok. Bırakın. Atkımıda kendim örerim artık. Eyy sütünü defalarca sağdığım.. Sen hiç kendinden dayak yedin mi?

Bütün açıkları kullanıp, oyuna hile katalım. Elleşmeden duramazdık zaten. Kefilim..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder