13 Aralık 2010 Pazartesi

Başa Çıkarken, Kıçı Açıkta Kalmanın Reçetesi

Hakikaten de pislik yuvası.. İlkokuldan beri dibe gide gelir insanın.. Ağaç büyüsü bir tutam, bir tutam arap saçı.. Evsiz, barksız. Kafasında koyu renkte çiçekler açarken, alçaktan yada alçaklıktan daha öte iştirakler buyurmasında.. Hoşgeldiniz. Bildiğimiz gibi değilde, ne o zaman ? Lavabonun yolunu gösteren tabelalarda senin kafa kağıdı belirtecini arayası.. İlmek ilmek, yanak yanağa.. Elalemin pis çarşafları arasında kalan, koparak dökülmelere karşı bir ibadet.. Bencil bir tevazu gösterir takvim, ben hala kaset çalar niteliğinde.. Eskimiş. Adımı atarak, adımı savunan pergel bahanesi.. Acısında kıvrım biriktirip, yakalayan bir sabah çorbası.. Yetkili birisine, tepeden ayak seslenişi için neden bulduran. Elinde ki kozlar ile ikramını geri çevirmemek yokluğun.. Al, bu da benden olsun. Çıkabilemen ki işin içinden.. Yine geldiler ve hep gelecekler... Daha da bulaşmanın manası çok ama tagayyüre gerek yok.. var.. yok.. var.. yok..

Limanda, beklenen geminin battığından kimsenin haberi yoktu..


Nöbetçi Eczane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder