24 Aralık 2010 Cuma

Bir El Silah Sesi..

Beni bununla korkutamazsın ! Daha da açık söylemem gerekseydi, yalan söylerdim..geçerdi. Bir merhem gibi değil ki, sürülünce biryere yanlışlıkla, adı karışsın. Bütün yalnızlıklar, yanlışlıklar enstütüsünden mezundur. Eminim.İçimde ki yolcu, in şu faytondan.. Eline bulaşan virüsü, yüzüne sürmek farzı değil, hayatta kalan yerlerimin. Önümde durmayı başaranlar, başaramayanlara anlatırsa.. halim yaman. Ticariyi geçtim, hiçbir amaç gütmeden, dağlar çivilendiği yerde kendinden geçmeden, kulaklarım tek harfini dahi işitmeden.. şimdi.. gül,eğlen. Ne de olsa bir baytar buluruz, bu içimizde ki hayvan aldırışlarına. Bana her 'hoşgeldin' dediğinde, kulağımda ki hasatı biçemezdin de zaten.. De zaten, yoktun hiç, kalmadın..ki olamadın. "Ben burdan gittiğimde, içimde götüremiyorum seni. Ya senin varman lazım yamacıma ya da benim gelmem lazım" dediğinde de cebimde ki doktor bile elektroşokun fişini çekti. Dönemezdim zaten kıblene, kıblem ki senin taa şerrinde... İkimizin arasında, içimizden biri hoşçakal dedi ama bu sesin kimden geldiği hala çıkmadı ayyuka. El-ve-da'ha niceleri...

Tırnakların canımı yaktığında, güzelce yumuşatmadan kesemediğinide itiraf etmiştin.


Her açıdan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder