17 Nisan 2011 Pazar

Yağlı Yerinden Depozitosuz Yarımlar

...
Ve ben gökyüzümde martılar gördüm.
Yer yer parçalı bulutlu, sağnak hüzünlü..
Sen, dedikçe atmamış kalbim,
Gıyabında tutuklanmış ömrüm.
Anladım ki, her yanım ölümlü.

Oha ! Şiirle girdik hadiseye.. Ahmet Özhan ve Saymadım Kaç Yıl Oldu? isimli esere saygılarımı sunuyorum.

Körele, körele ne halere düştük.. Hep bir parça daha ötenazi isteği birikiyor istemlerimde. Sitemlerim ise hükümsüzdür.

Şu evrende yarım kalan milyarlarca şey gibi benimd yarım bıraktığım başlangıçlar var. Yazı olarak canım.. Öyle düşündüm. Şuan içimi kusarsam, farklı yollara, çarpık inançlara sapar-saptırabilirim elimde ki bileti. İyisi mi, yarımları paylaşalım..

12/04/2011
Eyy blog.. Seni uzun süredir ektiğim için beni kızılaya bağışla emi, yada thy'ye derimden uçak yapsınlar. Tabi soruyorsun şimdi, ne oldu?, ne bitti? Oha ! Günlük mü lan bu ? Yazayım her boku..
Adam, adama demiş ki, elinde ki film şeridini tab edeyim mi? karanlık odam ve film banyom var.
Hastalığımın yeni yeni geçmesinden mütevellit...

05/04/2011
Para atıp, kepçe ile oyuncak almaya çalışıyorduk.Ayıcıklar.. Benim giden onlarca türk lirama karşın, senin ilk seferde kazandığın küçük ayıcık, durumu özetliyordu zaten.. Ki zaten sonra arabalı vapurda ona gözlük takıp kare kare fotoğraf çektirmiştik. Sağ kulağının yüz kısmında , sana benzeyen küçük bir parça vardı. Ona da saygılarımı gönderiyorum.

Arkadaşlarımı özlüyorum.

Özgür saçlı kız, bugün ki merasime pek meraklıydı.

Canlı bir video var. Bayağı canlı.. Ben geldim, dermiş gibi..

Şimdi bakıyorum da.. bakış açımla daha çirkinsin.

31/03/2011
Sosyal olmak ne kelime.. veyahut sosyalite ne kelime ama ..(?) Herkesin bildiği gibi 2 elimiz ve 2 deliğe sahip burunlarımız var. Hürriyet dolu göğsümüzde, koşarak sarfedeceğimiz eforu; emin adımlar atarak; mantık dolu kullanabiliriz. Bak şimdi küfür edeceğim. Koşturmak, oradan oraya, şuradan buraya, burdan nereye ? Soru işaretlerim kaba etime sığsın ki, ben yapmadım ağabeyler.. Henüz, yere düşüp kaybolan, kırık bir kürdan kadar masumum.. masumuz.. Henüz..

Divan edebiyatının yazarlarından, şairlerinden biri olsaydım, orhan babanın 'aşkı ben mi yarattım' şarkısının da bestekarı olurdum. Virgül mitolojisi, tarihçesini araştırın. Beni mikserle karıştırın. Ya da henüz ütülediğim gömleğimi kırıştırın. (Mecazi eş anlam, 'onla, bunla kırıştırın'.)

Kirli sepeti aldım.

Yukarı da ki yazı, dün gece diş ağrısı nedeni ile yarıda kestiğim yazıdır. Şuan o tuhaf dişi çekilmiş bir insanım. Oha ! Kendime ilk defa insan dedim. Bu tecrübeyi muhakkak yaşamalı insanoğlu.  Yazı da çok şeyimde..
(18/04 edit: Ne çok yarım kalmış, bıarakmışım. Yarımlar yarımı ayoll..)

06/03/2011
Buraya telefondan bir şeyler karalamak, ne tuhaf..

16/01/2011
Dumanla doyurduk bünyeyi. Tadı kaçmış görmeyeli suretini.. Uzak yollardan sipariş edilir mi?..

10/01/2011
Yaşarsak asır sürer oğlum !, Şehrin en karanlık anı diyorlar buna..
Hayır, sebepsiz iştirak ettim yine. Göremediğim bir yerde, olamadığım bedende.. Kocamanda değişmiş gökyüzü, yine kül rengi lenslerimiz.. Aşka, başka yalanda söylemedik, birbirimizden öte..

Yaaa işte böyle insanoğlu.. Kestiğin kaşarın gramajından çok, dilimin enine ölçüleri her zman daha önemlidir. Hasta insanlardan uzak durmayı öğrendim sanırsam yada hastalık vücüdumda. Farklı şeyler deneyip, yeni deneyimler kazanıyorum. Her yanım kırılmış kalem parçaları ile dolu, inadına yaşıyorum. Yok benden müzmini..

Sevgiler, Aykut

Sesin geldiği yere..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder