19 Ağustos 2013 Pazartesi

Gönlümde Ki Çapari İğnelerinin Dramatik Kopuşları

Yaşıyorum, çok şükür der gibi.
Bir tutamlık şiiri ölene dek saklar gibi.
Yasakları daha da yok sayacak gibi.
Tüm nefesli çalgılar, akciğer kanseri.

Hiç unutmam, geçen gün onbin fitteyiz. Gör beni bilmem kaç metreyim; bir o kadar da altta var tabi. Çekmişim pardesüyü, kuşak ta sargılı belime elbet. Uşak mı ? Uşakta sancılı elbet. Ne kadar eski esvatı varsa kirli gönlümün, serdim kontrolsüz kavşağın en işlek yerine, yıkadım. Sanma ki sana alışkınım, pazar sabahı kahvaltılarında. Çay varsa, sana gerek yok ya işte, anlasana ! Neyse efendim, mahallenin en bıçkın delikanlısı modunda bir bayram günü hıçkıra, hıçkıra ağlıyorum. Bakkal muharrem topluyor götümüzü, bitesi gelmeyen cumartesi gecelerinin ilk ışıklarında. Seviyoruz be teyze, o lambası milyon yıldır yanmayan sokakta ki sebepsiz direğin altında üstüne bastığımız kaldırımları.. Bakma sen, sevdiğimizden basıyoruz. "Aslan südünü" eksik etme kursağımızdan sen yine de... Herşey sakin, her şey atılgan ve atılası ciğerlerimizde. Ahh şu dört duvar arasında, damarlarıma sakladığım alkol oranı; sen adamı güldürürsün. Etme !

Sebepsiz yere bardağı taşırdım.
Akrepsiz sahilde çekmece karıştırdım.

Kırmayın şu kibrit çöplerimi !

"Kadınlar dostum.. Çok garipler !"


İlkel vesveseler, Aykut



seninle yeniden donmuş gibiyim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder