"G: güzel, julio iglesias tarafından nathalie adıyla seslendirilmiş pek hoş bir şarkı diyorlar bir günah gibi hakkında..
T: sen iyi sardın ona..
G: bana gönderdin bu şarkıyı ama bu kadar derin gizlediğin de söylenemez. tabi yinede yüksek derecelerde yakın bir şarkı..ama sana göre..herşeyin bir sana göresi birde bana göresi vardır. öyle ki ben "s" giyerken sen çoğu zaman "xs" giyersin. aşk, hayat, sağlık böyle bir savaştır."
26 aralık 2009 tarihli bir yazışma.. günün ilk saatlerinde gelişen bir konuşma, sohbet penceresi... bana hep 'hasta' dedi. Oysa şimdi ne keyifli dönüp dönüp okumak. Neleri görüp, nelerin farkına varabiliyor insan.. "Seni ilk tanıdığımdan, şu an 20 yaş büyüksün.." de dedi. Aldırış etmemiştim. Çünkü, bakmasında sıkıntı yok ama görmesini ciddi ciddi bilmiyor.(du.)
"G: kusura bakma..her gidişinde bir terkediliş sessizliğine bürünür şu küçük gövdem. alışılmışa gelmiş ama geldiği vasitadan inmemek için direten yağız bir delikanlı.. sen derken bana 'yanımda ol ama yarınımda değil..' yerim yanın olmasa da, yarın bana göre değil gibi duruyo zaten, ama sana göre...işte 'sana göre - bana göre' kavramının çıkış noktası. evet kadın ta olmak çok zor, ama kadınını tanıyan erkek olmak çok daha zor !
T: olduuuu..
G: niye itiraz mı ediyorsun ?
T: yoo..hani olduu o zamann diye kestirme bi laf warya..diyecek bişi bulamadım. napim.
G: ama geçiştirici, kestirme laflar, cümleler etmeyeceğiz diye anlaşmıştık.diyecek birşey bulamadığın da artık birşeyleri de kabul etme zamanının geldiği andır.kabul edeceksin.
T: kabul ediorum. tmm sakin.."
(warya= var ya)
Ben bir hastaydım. Evet doğru söylüyordu. Yalanına da rastlanmadı zaten.. Gerçek dediğimiz şeylerin, odak noktasını kaybedip bütünü ile bünyemizde barındırınca daha iyi algılıyor insan.. Sitemime çok şiirsel girmem, yokluğunda attığım temelin ilk projeleri.(Kayıp yüklem) Neyi ikna ettirmeye çalıştığımı asla anlatamam, yani saklamaktan değil, ya ben beceremem diye düşünüyorum ya da anlatılmayacak kadar basit ve sıradan...
Yaptığım kağıt geminin yüzemeyeceği tek su, ardından kurumadan gel diye döktüğüm sudur.
Fazla uzatmayacağım ve yazışmanın final diyalogları;
"T: tatlım ben gidip yatıcam. sen kal orda..
G: sana hiç 'gitme' demedim ! "
Neyin peşinde olduğumu ben çok iyi biliyorum. Kimin peşinde olduğum ise muallak...
Sevgiler, Aykut
kroşe üstüne hayat öpücüğü.. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder