9 Mayıs 2011 Pazartesi

Vazgeçtim, Düşünerek Çoğalıyorum

Evet, henüz oturamıyorum. Şuan yerde olabiliim ya da uzaktan bağlantı kurabilen bir klavye.. hımm.. tamam yerde yatıyorum.

Birkaç şey izledim. Birkaç şey okudum. Kocaman bir kesik var kasığımda, aldırmıyorum. (Güllü'nün şarkısı gibi oldu.) O kadar sıkılıyorum ki, gergedanın iç orgnlarını ya da şuan 2011 yılındaysak, "ulan artık yıla geçelim. hatta bu yıl ilk yani birinci yıl olsun" diyen adamı düşünüyorum.(Araştırırsam top olayım. Düşünerek çoğalıcam)

Uzun zamandır yazmıyorum da.. böyle birikmiş gibi görünüyor ama yutarak unutabiliyorum. Farkında mısınız ? İlk neyi nerede becerdiğimiz, ilk ne zaman kadın memesi gördüğüm gibi konulardan aklım firarda. Önüme ne gelirse diye bir tabir vardır ya, onun gibi düşünün. Hayatımda hiç bu kadar fazla sigara içmemiştim.Yılların yorgunluğumu dersiniz, kurt- kuzu döngüsü mü? Ben hiç biri diyorum. Radikal kararlar alabilme yaşımız, yanımızdan gelip geçmişken, ne bok yedin ulan aykut diye sormadınız da.. Sormayın, ne haldeyim..

Ortak beğenilere sahip iki insandan bahsedeyim birazcıkın.. Mesela bir film izlemeye hazırlanma aşaması yaşamımızdan.. Gelişi güzel, bağnaz yapıtlar sevilir. Kimselerin pekte hoşnut olmadığı, popüler kültürü hiç parmaklamamış eserler furyası.. Belli başlı yönetmenler ve bu yönetmenlerin sürekli flmlerinde oynatmaktan keyif aldığı, perdenin arkasında, bilinç altında yatan yani ona benzeyen başrollerin buluştuğu filmler.. Belki biraz çerez, belki birkaç bira, belki yarı çıplak ve çift kişilik olan kanepeyi açmadan uzanarak.. Sonu gelmeyen, belli ki hoşa bulaşmamış filmlerde o geceyi orgazm gecesi diye ifşa eden iki kişide, binlerde kevaşenin bile bilemediği, arkası yarın hayaller.. Yemin ederim !

Durun ! Daha farklı yapılardan bahsediyorken şuan sağ yanımdan bir ağrı.. Asağı yukarı yirmi santimlik kesiğimin 'ben burdayım' demesi.. Ne kadar eğlenceli değil mi ? Sanırım ilk defa gerçekten acılar içerisinde bir yazı yazıyorum. Neyse, gelelim fikr-i düşünülen olguya; Çok uzun zamandır gerçek bir sevişme yaşamadığımın farkında oldum bugün. Hayır, günün bir anlamı yok. Sadece farkında oldum. Hiç bir insanın sağı ile solu bir değildir. Ameliyat için hastaneye vardığımda ve ameliyat kostümümü takındığımda üzerime, doğumumdan bugüne akdar ilk kez kasıkalrımı bir başkası traşladı. Sonrasında tekerlekli sandalye ile kesimhaneye vardığımda kadın hemşirelerin dedikodu kırıntıları ve iğrenç gülüşmeler. (Bu konu ile ilgili çok komik bir yazı yazabilirim ama kasığımda ki kesik ve dikiş dolayısı ile gülemiyorum)  Ellerimi, sonrasında ayaklarım bağlandığında, çarmıha gerilmiş bir adama herşeyi yapabileceğin son ekipmanın narkoz.. Sonra acı içinde uynaıp sigara istedim, söyleyemedim. Bütün bunlar olurken, günlerden perşembe olduğu için; işyerinde stres yaşıyordu. Masasında ki teledon artık çalmasında şu evrakları da hazırlayayım diye düşünürken o, telefon hiç susmuyordu. Sonra şahsi telefonu çaldı. Açtı ve 'efendim aşkım' dedi. Yoğun bir beyin ile.. Akşam ki arkadaşlar ile buluşma hakkında birkaç bilgi edindikten sonra o teledonda da kapandı. Akşam işten çıkıp buluşma mekanına gitti ve onu dudağından öptü, sonra 'what's up?' dedi gülerek.. Bunları nerden bildiğimi sordum şuan kendime ve yok böyel birşey cevabını aldım kendimce.. Oysa tabii ki vardı ama yoktu.. Olduysa da oldu ama olmadı. Sağ kasığım acıyor ama bunlar olmadı yada oldu.. Fark eder mi ? etmez, eder. Etmez.

Hayatıma pres yapıyorum. Yeni yeni planlar, işlenen girintili çıkıntılı  iş görüşmeleri ve fişlenen insanlar.. Çok yalnızız, sadece bunu anlasın anlaması gereken insanlar..

Tamam. Ola ki okuyup ta; "Ne demiş lan bu adam?" diye soranlar kağıt kalemleri hazırlayın, yapılması gereken kek tarifini veriyorum. Hep gördüğünüz şeyi bir an olsa bile gözünüz seyirir, başka bir şeye benzettiğiniz anda ona yeni bir saç tasarlayın. Bir kalem çekin gözlerine, bir de adını değiştirin. Önce sizi özelliklerinizden ötürü sevsin, sonra da o özellikleri sevmediğini söylesin. Ve yetersiz kalın. İşte hepsi bu..

Ben gidiyorum.
Bütün yalnızlara selam olsun. Bozmayın kendinizi..
Dur lan ! Bir de şiir s.çayım..

Bana ait ne varsa bende,
Halının altına saklıyorum.
Çıkagelir de vurup kaçarsan yine, (diye)
Alıştıklarımı düzenle katlıyor,
Sana yoruyorum.

Sevgiler, İnsanı tek başıma değerli kılabilen ben yani Aykut..

Selametle..

Özenle seçtim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder