30 Ocak 2012 Pazartesi

Yavru Ornitorenkler Can Verirken..

Yasakların uzay çağında yaşarken biz, geri kalanımız ne bok yiyor?, bilmek istiyorum. Her gün, ayrı yazılır ama bitişikmiş gibi okunur. Bunu öğrendiğimde başka şeyleri bilmiyordum. Şuan neyin cahilliğini yaşadığımı da önümüzde ki günler gösterecek. Bu kumpası bize hayatın, hayat kumpanyası insanın çocukları vesselam. Zor cümleler ile baş edebilecek biri varsa, o ben değilim !

Donuyor kalıyor bazen bir plak.. Kimsenin ortasında, hani hepimizin mutlak kesiştiği yerde. Oradayken farkına varamayıp, yol kat ettikçe selami şahin dinlemek gibi. Çok puslu, yol sisli, el gizli... Bu arada Ebru Gündeş'in annesi haklıymış. Kolumda bir ısırık izi, gözümde fer; saate rağmen, alnımda yazı, dilimde tüy mi kaldı ..? Bazı yerleri çalışıyor, bazı yerleri çizilmiş cd gibi.. Filmin süresinden eminsin ama içeriği hakkında tereddüt barındırıyorsun. Hepimiz kazık yedik be olm ! Kasmanın çözümü, kas gevşetici olamaz.  He işte plaklar varmış eskiden. Eskiden olduğu gibi taş, yeniden doğamayacak her şeyin şerefine... Bremen mızıkacılarını ben hep bremen mızıkçıları bildim. Sanırım tümevarım yöntemlerin kaynağı da bu !

Salıncağın kopma noktasına kadar sallanma iç güdüsü şüphesiz tümümüzü sarmıştır. O ferahlık, o mini adrenalin, o kendi kendi sallayabilme yetisi, insana yeter.

Beni konuşturmayın, her şeyi unutabiliyorum.

Yargılayın siz daha beni ! Hadi bakalım...


Saçma bir adam, Aykut

Dayımlara selamlar..
(Kara kalem: Remzi Gümüş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder