17 Şubat 2012 Cuma

Tabancanın Vurdumduymazlığı

Düşünmeye vakit bulamadığımız şeyleri yaşarız. İnanın bana ! Eğer vaktimiz kısıtlı olmasaydı, yaşayacağımız şeyleri kendimiz kurar ve hayatı daha sıkıcı hale getirirdik.

"Sende en az İstanbul kadar uzaktan güzelsin!"

Heves nede kırılgan, nede hassas.
Umursamaz tatlar peşinde,
Kırılgan tüm eserleri insanın.
Hemen yanı cehennem iken,
Cennetim ipotekli.
Herkes yavaş, herkes darda.
Cesedime tuz serpiyor,
Eminönü'nde liman önü.
Ardına bakmıyor yüzüm,
Güldüğünü benden saklıyorsun.
Garip büyütülmüş çocuklar,
Entrikalar, kahkahalarca kaybolurken.
Biraz cümle versen,
Yüklemin öleli, oldu bayağı.
Suça bir meyil, bir meyil..
Bitiş başlangıçları,
İlk iliklerin boşalmasından deli.
Klişesi çarkın !
Tabutlara sarılmış hoşçakallar...

Masal kahramanlarının, hayal kahramanlar olduğunu öğrendiğimden beri bir buruk içim. İçimde bir kopya kağıdı var. Gelip almıyorlar. Şeytanla masaya yatırdığımız her işten o karlı çıkıyor işte,o ! Dedim ya, içim buruk. Tüm gücümle bağırmanın zamanı gelmişken, ölümüne halsizim. Teslim olmam, an meselesi..

Her şarkının bir nedeni vardır. Bakınız gayeden ziyade. Biz severiz şarkıları. Çünkü, bizden de bir parça duyurur. Bu uzun tanımdı. Bu da kısa; hepimizin .mına koyacaklar olm !

Dürtüler,Aykut

yakışan nedir ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder