30 Ağustos 2011 Salı

8.Rahat Battı Kargaşası

Efendim ?
Bana mı dediniz ?

Beynim karıncalanıyor. Sigaramı yanıyorken sızmışım demek, hala elimde külü.. Uyandığımda yatarken buldum kendimi. Hastane desen değil, bir ev belki.. yo yo.. ondayım ! Üstüme birşey dökülmüş gibi, ıslak yattığım yer ve üstüm. Eski bir yatak. Gıcırdıyor zorlarsan. Zorlamak mı ? Durun bakiyim.. Evet, kalkmayı deniyorum, olmuyor ! Herşeyim ile yok gibi hissediyorum. Üzerime örtüleni yavaşça ve korku dolu bir fikir ile sıyırıyorum. Bacaklarım yok ! Bu kadar şoku aynı anda yaşamak beni çok etkiledi şuan ama o kadar da ilgilenmiyorum sanki. Sanki hak etmiş gibi üzülmeme psikolojisi bu daha bir.. Bir saniye, bir saniye.. Nerdeyim ben ? Neden bu küçük oda ve başka kimse yok ? Durum öyle ise henüz kimse yok iken, hala düşünebileceğim zaman var. Bir beyin fırtınası son durumumu bir şekle sokabilir belki de.. En son nerdeydim ? Hımm... Beynim, başım ağrıyor. Ellerim dahi halsiz. Oha ! Odanın kapısı vuruluyor. "-Kim o ?" ses yok... Gitti galiba.. Yağmur yağıyor dışarıda. Unutuğum bir ses sanki bu, kapı dışında konuşan biri var. "-Pardon. Bakar mısınız? Yardım edin. Lütfen..!" Yağmur hızlandı. İşte şuan kalkıp en azından perdeyi aralamak isterdim. Yani nerede olduğumu kestirebilmek babında.. Diyorum ya , en azından. Oda küçük, hatta küçücük. Duvarları ise boş ve sarı. Loş bir ışık, kolumda saatim olsa göremeyeceğim belki de. O derece. Yerde bir fincan var. Tam yanında bir saat. Bu benim saatim olmalı. Hala parlak. Burası çok sıcak ve ayağa kalkma arzum tavan yapmış durumda. Ne oldu ? Neden burada ve yarımım ?

Devamı için merak dürtüleriniz sardı değil mi ? Yazmıyorum ! Her yarım kalan hikaye gibi.. Her yarım kalan bir ilişki gibi. Her şey yarım kalır. Her şey zamansız sonuçlanır. Her..

Sevgiler, Aykut

işte o gece ölmemeliydin, dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder