16 Ağustos 2011 Salı

Since 2041

Geçmişimin bedeli yok.
Cebimde sadece,
Henüz yanıyorken sigaram,
Sokmuşum elinin olduğu cebe.
Sana ne desem şimdi ?
Sen,
En yalanlı hikayelerde varsın ancak.
Elini yakmasaydım belki,
Güzel ingilizce kelimelerin senin.
Sanki bizlerin huzur.
Ama yapay dürtüler..
Duysana !
Türlerinden doğanlar var.
Kadınım yarı çıplak,
Tutuşmuş bir yerde ateşi,
Aylak aylak gezerken bahçesinde.
Kışın en sıcak yanı, ayaklarım.
Kafayımı bozdum sanırsın ?
Hep aynı battaniye ve
Elini yakmasaydım belki,
Camdan daha neşeli şeyler duyulurdu.
En konuşmazken çığlıkların,
Ayrıca ben bakışlar süzüp,
Hemde en güzelinden,
Objektiflerim bile utanırdı.
Adını basite indirgeyenler utansın !
Yokken bile varsın !
Sen ki pahalı bir vakit,
Sen ki yükte hafif,
Antresinde koynumun...
Çizgi film karakterim,
Ve hiç benzemediğin kendin.
Yine mi prova ?
Sıcak tekerrür ediyor.
Eyy gece gözlüm,
Yasaklar savaşında kimden yanasın ?
Kirli sakallarım, kirli sepetinde.
Kirli rüyalar arifesinde,
Uyanmak istemediğim rüyalara boğulmasam...
Utanmasam...
"Biraz daha alkol tatlım ?
Verimsiz cümleler beni boğuyor."
Çünkü, ellerimiz nedensiz dolandı.
Ten uyuşmamız,
Elimize yüzümüze bulaşırken.
Seni anlatabilmek, abesle iştigal.
Umrumuzda değil betimlemeler.
O elinide yakmasaydım belki,
Sarı saçlarından bile ben suçlu olabilirdim.
Ne kadar ayıpsa şimdi sevişebilmek,
Ancak o kadar acıklı bu hikaye.
Ve ancak yazılanlar yaşanmış görünecek.
İleride..
Tabi sen lensini bende unutmadıysan eğer...
Ola ki unuttun, 
En azından isteme...

Hadi ben deliyim,
Üstüme gelme.


Sevgiler ve Meraklar, Aykut


Yarım geçmişten, biraz gelecekten ve yağsız yerinden temsili..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder