2 Kasım 2011 Çarşamba

Karıncayı Öpüp, Belini İncitmeyen

Ne yapıyorum şimdi ben..? dedim. Bir kerede ekmek kullanma, dedi. Elimde ki bıçağı masaya bıraktım. Adam gibi bir sevdanın mahsulü yerde..

Bütün organları ile konuşabiliyor ve matematik dahası beynini iyi kullanabiliyordu. Adı, Su.

Neresinden sıyırsa paçasını yetenek fışkırıyor ve adını iyi kullanabiliyordu. Adı, Toprak.

Bir an bile esirgemediği, tüm dünya güzelliklerini inadına har vurup harman savuruyordu, o gece..Henüz kimsenin bir şey bilmediği yıllardı. Yerde bir müzik enstrümanı, yerde iki insan.. Güzel tabiatın, lanet olgularından konuşuyorlar. Biri ben çocuk yapmam diyor, diğeri hiç bir şey.. Ben, dedi. Ben aslında "şöyle-böyle" Kimin umurunda.. Biri diğerinden daha pis, diğeri öbüründen daha deterjan, öbürü bir diğerinden derin, diğerleri bir hayat mastürbasyonu çocukları.. En güzel notaları seslendirip, en hoş akorları basmışlardı o gece. Sabaha çok yoktu...

Ne yöne dönse, karışık bir surat.
Ne yanda sen..?
Her gülücük açmaz kapıyı,
Her yanımda sen. Hani..?
Hani ekmeği, buğdayın çocuğu saydığımız,
Hani saatleri fütursuzca harcadığımız,
Mevsimlerin korktuğu nefes alışlar.
Bir iklim kaymasının yüzümüze yakışması,
Bir de hiç pijama kullanamaması,
İki beter kahramanın..

Kapının sana her vuslat vakti çalışı,
En derin hıçkırıklar ile sabaha uyanışı,
Deli olur, ansızın çıldırıverir.Yasak !
Bir vurgusu kirpiklerin ve cana yakarışı.
Pis gülüşler diyarında durmadan kaçışı.
Olsun.
Ne geceler, nede gündüzler çalamadı,
Bir yanımda hep, serzenişi..


Saçmalıklar,Aykut

Ne alakası çok arkadaşım ! vol.7823452374

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder